Çok bunaldık çok
sıcak derken yaz bitti, ne kadar tatlı bir esinti var yağmur mu o derken de
sonbahar bitti. Şimdi sırada rüzgarıyla yüzümüze çarpan soğuk kış günleri var.
Heyecanla bekliyoruz. Aslında heyecanla beklediğimiz kış değil de kar yağması
muhtemelen. Çünkü her ne kadar soğuk olsa da inanılmaz üşüsekte kar yağması
demek insanın içinde ki umutların yeşermesi, sıcak kestane, akşam demlenen çay,
annemizin soyduğu portakalın kokusu ya da bozanın yanında saatlerce yapılan
muhabbet kimisi içinde pencere kenarında kahve, kitap demek...
Ama herkesin zevki
ayrı da olsa hissettiği bir olmuyor mu, Soğuk kış günlerinde beraber ısınmanın
bir dost muhabbetiyle günü yada geceyi geçirmenin keyfini başka ne verebilir
ki. Küçüklüğümden beri her kar yağışı bana yılbaşını hatırlatır. Renkli sokakları,
mutlu insanları, sıcacık aileleri, yeni yıla başlamanın heyecanı.
Bir de eski
zamanlar olsaydı daha da güzel olmaz mıydı. Küçükken hep büyümek isterdik ama
şimdi keşke hep küçük kalsaydık diyenlerden oldum. Kar yağmaya başladığı gibi
sokaklarda akşam booozaaaa diye bir ses duyardık, Pazar günleri annemiz
banyomuzu yaptırdıktan sonra hemen yatmamız için peşimizden koştururdu, aile
büyükleri ziyarete gidildiğinde kestanenin üstüne hemen kestaneler atılırdı
başında beklerdik bir an önce pişsin diye, mahalleden arkadaşlarla toplanır kar
topu savaşı yapılır ve eve mutlaka ağlayarak dönülürdü J
Sanırım benim karı
bu kadar sevmemin bir diğer sebebi de tam bir kış çocuğu olmam yani karların
arasına doğmam olabilir.
Her ne olursa
olsun karı sevelim kışı sevelim ve hep içimizi sıcak tutalım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder